“Soma” vücut, beden anlamına gelir. “Psikosomatik” psikolojik kaynaklı bedenle ilgili bir durumu ifade eder. Psikiyatride “Psikosomatik bozukluk” bedensel yakınmalarla seyreden ancak organik bir bozukluktan kaynaklanmadığı ispatlanan, psikolojik kaynaklı olduğu düşünülen hastalıklara verilen isimdir.
“Psikosomatik hastalık” ne demektir ?
“Soma” beden; “somatizasyon” ise “bedenselleştirme” demektir. Yani, somatizasyon; yaşantımızdaki ve iç dünyamızdaki duygusal ve düşünsel çatışmaların, bedensel belirtiler, fiziksel şikayetler ve hastalıklar olarak kendini göstermesidir. İnsan; biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla karmaşık bir bütündür. Ve tüm bu boyutlar gerek sağlıkta ve dengede, gerekse hastalıklarda ve problemlerde birbirleriyle sürekli bir etkileşim içindedir. Psikosomatik hastalıklar, ruhla beden arasındaki bu karşılıklı etkileşime; diğer bir deyişle duygularımız, düşüncelerimiz ve bedenimiz arasındaki karşılıklı iletişime ve yakın etkileşime işaret eden en belirgin örnektir.
Dünya genelinde yapılmış tarama ve araştırmalar, çeşitli dallardan hekimlere, özellikle de dahiliye uzmanlarına ve acil servislere başvuran hastaların % 68’nin psikosomatik hasta olduklarına işaret ediyor. Bu oran Doğu kültürlerinde ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde daha da yüksek oranlarda seyrediyor.
Psikiyatristlerin hastalık tanısı kriterlerini içeren DSM-4 kılavuzları bu bozukluğu şöyle tarif eder: “Belli bir süre içinde ortaya çıkan, tedavi arayışları devam eden, sosyal veya mesleki hayatının bozulmasıyla sonuçlanan birden fazla bedensel yakınmasının birlikte olmasıdır.”
Psikosomatik bozukluk tanısının konması için aşağıdaki kriterler olmalıdır:
• En az dört ayrı ağrı olması (baş ağrısı, karın ağrısı, kollarda bacak, sırt ağrısı…)
•İki sindirim sistemi şikayeti (bulantı, şişkinlik, gebelik dışında kusma, ishal, yiyeceklerin dokunması…)
• Bir cinsel fonksiyon ya da genital sistem belirtisi (adet düzensizliği, erkekte iktidarsızlık, kadında ve erkekte cinsel isteksizlik…)
• Bir nörolojik belirti (denge bozukluğu, bölgesel felç veya güç azalması, yutma güçlüğü, çift görme, sağırlık, bilinç yitimi…)
•Tıbbi muayene, laboratuar incelemeleri ve görüntüleme yöntemleri sonucunda saptanan bu şikayetleri açıklayacak organik bir bozukluğun olmaması,
•Kişinin alkol, uyuşturucu ya da başka bir madde bağımlısı olmaması,
• Psikiyatrik incelemeye olan güvensiz ve şüpheci yaklaşım.
Dünya genelinde yapılmış tarama ve araştırmalar psikosomatik bozukluğu olanların en sık dahiliye uzmanlarına ve hastanelerin acil servislerine başvurduğunu ve bu durumun gelişmekte olan ülkelerde daha sık görüldüğünü belirtiyor. Psikosomatik hastalıkları en sık tetikleyen durum ise kayıplar ve ayrılıklardır.